Aklımı toplayıp yazacaklarımı dertop etmek istiyorum lakin; bir türlü beceremiyorum. Genelde başka bir işle meşgul olurken yazacaklarım şekilleniyor aklımın ücralarında. Ama o anda bunu kağıda dökemediğimden sonrasında da unutuyorum. Salak bir kadın olmadığımı biliyorum. Sanırım çok zeki de değilim. Gel gör beni aşk neyledi demek geldi içimden ama bu durumum aşkla bir ilgisi yok tabi. Aşkla ilgim olmayalı çok oluyor. Şöyle ayakları yerden kesecek cinsten. Sağını solunu önünü arkanı düşünmeden olanından hani. Bunu ne kadar istediğinle de alakalı tabi. Ama hep romanlarda filmlerde bir anda olur ya. İsteyip istemediğine bakılmaksızın bulur seni. Bulur diye ümit etmekten öteye de gitmiyor benimkisi. Konunun aşka gelmiş olması şu anki ruh halimle ilintili sanırım. Oysaki ben. Aslını bilmek istersen oysaki ben falan değil. Gayet ben yani bu durum. Ofiste ki yeni yetme kızların midelerinde uçuşan kelebekleri görüp heveslenmemek ne mümkün. O kadar da geç olmasa gerek benim için. Daha yaşım kaç başım kaç diyorum ama. Ben de oldum.
Kırka ne kaldı ki şunun şurasın da. Senelerin akıp gitme hali beni de geldi buldu sonun da. Yirmili yaşlarda hep yirmi yaşında kalacakmışsın gibi gelir, otuzlu yaşların ilk yarısında hep otuzsundur. Ama ikinci yarı da kırkı kabul etmiş başlarsın yeni senelere. Benim ki de o haldir. Gözüm de büyüttüğüm kadar değil tabi. Şükürler olsun ki hala iyi hissedenlerdenim. Hatta bazen gözüm dönüp yirmiliklere taş çıkartırım gibi boyumu aşan cümleler bile kurabiliyorum. Ve pek tabi hemen akabinde boyumu çok aştığını fark edip üstüruplu bir kadına dönüşebiliyorum. Neyse ki.
Hangi markanın olduğunu hatırlayamadığım bir sloganı kendime üfürüp yazdıklarım yazacaklarımın garantisidir diyip bu yazıyı da burada sonlardırıyorum.
Not : sevdim kendimi sözümü tutup sayfalarca daha biriktirmişim. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder