pessoa
değişkenliğimi bir kenara bırakırsak sürecin benden yana işlediğini hissetme halleri hakim bu aralar içimde. dünyanın garip bir trajediye sahip olduğunu ve bu trajedinin sonunun maalesef ki pek hayırlı olmadığını anlamanın, benden yana işleyen süreçle eş zamanlı idrak etmem de hem kendim için hem de dünyam için ayrı bir trajikomik bir durum sanırım.
kavramlarda boğulma günüm değil. hayır. lakin bir kafa karışıklığı var. kabul.
özümü özümseme, kendime dönme, dünyamı güzelleştirme faaliyetleri içerisinde idrak edilen enteresan mevzuların ve bilgilerin bende bir takım zihinsel deformasyon ve fakat bilinçsel gelişim gösterdiği de aşikardır.
çirkin, bozulmuş, ahlaksız, yozlaşmış zihnim ile kıyametime sürüklenirken yumuşak bir U dönüşüyle (ki halen o dönüşteyim) açık bir bilinç düzeyine kavuşma halinden ve dönüşüm sürecinden bahsediyorum tabi.. yani ne yapacak bu seni, ne olacak sonrasında ey sevi diye soracak olursanız eğer şöyle cevap verebilirim; "insan".
yaşadığımız evrende kanıtlanabilmiş farkındalığı en yüksek canlı. ömür denilen bir süreyle var olmasına müsaade edilen bir çeşit yaşamsal faaliyet. yüzyıllar boyunca üzerine pek çok şey düşünülmüş, yazılmış, çizilmiş irade.