22 Kasım 2014 Cumartesi

yine bir gün ben!

kendini mutlu ve keyifli hissettiğim zamanlarda yazma isteğimin tamamen kaybolup, hafif depresife bağladığımda kımıl kımıl olduğumu, ağır depresyon atakları geçirdiğimde ise sayfalarca yazdığımı söylemiş miydim? Bu yazar, şair, ressam,... vs tayfasının neden sürekli o ruh halini korumak istediği de gayet nettir sanırım. şimdi ben yaşlılık hayallerimi hep ötelerde bir küçük kulübe içinde huzurlu ve keyifli bir şekilde yazmak istediklerimi yazacağım şeklinde kuruyorum ya. işte bunun imkansızlığı. 

çok sevgili doktor bir dostumun bir konuşmamızda bana yaptığı kronik depresyon hastasısın teşhisi ne kadar içimi rahatlatsa da (buda nasıl bir çelişkiyse artık) yaşlılığımın huzursuz ve memnuniyetsiz geçeceği fikri bir o kadar sıktı. hangi yaşlı ister ki bunu. 

yaşlı olabilecek miyim? bu sorunun cevabını dahi bilmiyorken o zamana ait hayaller kurmak ve yapmak istediğim bir şeyi, var olacağımın kesin olmadığı bir zamana ertelemek saçma.. hoş yarın yada bir dakika sonrası hakkında dahi bir fikrim var mı ki? yine de uzun vadeli planlar yapma yaşını artık geçmiş olmam gerekiyor. sevdiğim bir dostumun (?) tahmini kalan 20 yıllık ömrüyle ilgili bir yapılacaklar/yapılması gerekenler listesi vardı. hep o geliyor böyle zamanlarda aklıma. hiç böyle bir liste sahibi olamayacağım çünkü; bir listeye yazılacak ve olması için plan yapacak kadar hiç bir şeye karşı arzu ve istek hissetmiyorum içimde. yo yo üzülmeyin bu durum beni üzülesi bir hale sokmuyor. bilakis anı yaşamak, anın keyfini ve tadını çıkarmam için çook iyi oluyor. plan odaklı yaşamaktansa ana odaklı yaşamayı tercih ediyorum sadece.  bu durum, kendi içinde, benim içimde, toplum içinde ve hatta senin içinde pek çok karmaşık durum yaratsa da ben bu çelişkili ve ironik durumu seviyorum. 

tamam kabul ediyorum biraz arıza bir kişiliğim var. 

kimin yok ki.